3 Mayıs 2011 Salı

Bir izdivaç teklifi...

Son günlerde bana sürekli ilan-ı aşk eden ve normalin üzerinde bir düşkünlük gösteren oğlum Can, ilişkimizi yeni bir boyuta taşımaya karar vermiş olacak ki, bu evlilik teklifi çıkageldi...


Olay şöyle gelişti değerli blog okuyucuları:

Dün gece Can'ı yatırma sırası bendeydi. Daha önce bahsetmiş miydim bilmiyorum ama, epey bir süredir Can'la Alp'i dönüşümlü olarak yatırıyoruz anne ve baba olarak. Adalet duygusuyla başladığımız bu işe çocuklar da alıştı, gerçi Alp hala biraz itiraz ediyor ama çok uzatmıyor meseleyi. 

Herneyse, dün gece Can'ı yatağına götürdüm, güzelce öpüp kokladım, odadan çıktıktan sonra, biraz söylenince, geri döndüm. Karanlık odada yine sarıldık birbirimize, bana yine 'seni çok seviyorum anne' dedi birkaç kez. Ben de onu uykuya hazırlamak amacıyla sakince 'Can'ım benim, sen bizim küçücük bebeğimizdin, bak artık büyüyorsun, daha da büyüyeceksin, büyük çocuk okullarına gideceksin, istediğin bir sürü şeyi yapacaksın, sonra bir gün bir kızla tanışacaksın, ona aşık olacaksın, o da sana aşık olacak, onunla evleneceksin ve senin de çocukların olacak, aynı babanla ben gibi...' diye anlatırken....

Aniden davranıp, heyecanla yataktan kalktı, gözlerinin içi gülerek, 'Anne, anne, ben büyüyünce seninle evlenebilir miyim?' diye sordu...

Yan odada Alp'i uyutmakla meşgul olan Cenk bu ani teklif karşısında hemen gardını alarak seslendi: 'Hayııır'.

Bense, içimden fışkıran gülümsemeleri bastırarak, bu sorduğunun son derece doğal ve normal olduğu hissini Can'a vermeye çalışan bir ses tonuyla: 'Ama Cancım, peki baban ne olacak?' diye sormamla beraber... Can o tatlı dudaklarını büzerek ağlamaya başlamasın mı? 'Ama anne, ben seninle evlenmek istiyordum...' Ben de bu duygusal patlama karşısında ne yapacağımı şaşırdım, ona sarıldım ve tamam oğlum, canım oğlum'larla olayı tatlıya bağladım.

Nurtopu gibi bir Oedipus Kompleksi'miz oldu... Literatüre göre bir sonraki adım, babayı taklit. Yeni maceralara yelken açıyoruz galiba :-)

Hiç yorum yok: