24 Ocak 2010 Pazar

Babayla saadetin resmidir

Can'ın karla tanışması



Can, farklı hava koşullarından hoşlanmayan bir çocuk aslında.
Mesela rüzgarı, yağmuru, yüzüne vuran kar tanelerini seviyor sayılmaz, hatta nefret ediyor diyebilirim.
Ama bugün babasıyla kartopu oynamaya çıktığında, hiç ummadığımız halde, bayıla bayıla karlarla haşır neşir oldu.
Biz de sevindik tabii.
İşte Can the snowboy.

13 Ocak 2010 Çarşamba

Alp'e bakın hele !


Bizim 2 numara büyümeye devam ediyor.

Kara saçlı, kara gözlü oğluşumuz pek meraklı bir şey.

Gözleri sürekli etrafı kolaçan etmekle meşgul.

Zaten hayatı şimdilik emmek, kaka yapmak-gaz çıkarmak, uyumak ve etrafı izlemeye çalışmaktan ibaret.

Kaka yapmadan önceki ıkınma seansları çok komik. Nasıl da bağırıyor, bilemezsiniz. Bağırsak faaliyetlerini böyle bağıra çağıra hallediyor yavrucak.

Can'dan anımsadığım kadarıyla, 12 haftalık olunca bu sıkıntılardan kurtulacak.

Alp da abisi gibi bir an önce büyüsün, diyorum ama, küçük bebek halleri de çok şeker.

11 Ocak 2010 Pazartesi

Can'ın son halleri





Can'ın ikinci yaşını kutladık...


Tatlı oğlumuz, ilk göz ağrımız Can'ımızın ikinci yaşını kutladık.

Geçen sene olaydan pek bir şey anlamayan Can, bu sefer epey heyecan yaptı.

Herkesin ona hediyeler getirmesi bir yana, üzerinde yarış pisti ve arabaları olan pastası onu çok mutlu etti.

Hele hele maytap kısmından gözlerini alamadı dersem, yalan söylemiş olmam.

Seneye inşallah daha geniş katılımlı bir parti organize edeceğiz. Bu sene 'Alp muhalefeti' nedeniyle evde aile arasında kutladık, geçen yıl olduğu gibi.

Nice nice yaşlara yavrum.